Kahramanmaraş (Maraksi, Markasi ,Germenikya);
Coğrafi;
Komşular; Adana, Kayseri, Sivas, Malatya, Adıyaman ve Gaziantep illeri ile komşudur.
Yüzölçümü; 14.346 km2
İlçeler; Afşin, Andırın, Elbistan, Çağlayancerit, Ekinözü, Nurhak, Dulkadiroğlu, Onikişubat, Göksun, Pazarcık, Türkoğlu, Merkez Kahramanmaraş ilçelerine sahiptir.
İklim; Akdeniz ikliminin karasal şeklinin hüküm sürdüğü Kahramanmaraş ili, yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve bol yağışlıdır.

Bitki Örtüsü; Kahramanmaraş ili ve ilçeleri, Aksu oluğunun kuzeyinde, %59,7 dağlar- Nurhak, Binboğa, Engizek, Uludaz ve Ahır- Ahır dağlarının -çevrili 2403 m yükseklikteki % 16,3 oluşturan ovaların – Gâvur, Maraş, Göksun, Aşağı Göksun, Afşin, Elbistan, Andırın, Mizmilli, Narlı ve İnekli – doğru 620-760 m yayılarak yerleştiği bir ildir. Denizden 568 m yükseklikteki Kahramanmaraş’ın karasal iklimin özelliğini nehirler- Ceyhan, Aksu, Bertiz, Erkenez, Göksu, Göksun, Hurman, Körsulu, Sarsap ve Söğütlü- kent ve çevresinin ağaç, otsu toplulukları ve ormanlık alanlarının oluşumunu sağlamaktadırlar.
Ulaşım; Kahramanmaraş ili ve çevresinden ülkenin her yerine oldukça iyi koşullardaki karayolu, demiryolu ve havayolu ile bağlanılabilmektedir.
Tarihi;
Kahramanmaraş’a yakın Döngel Mağarası’nın tarihi üst paleolitik, neolitik, kalkolitik ve eski tunç çağlarına ait buluntulara rastlanmaktadır.
Ancak ildeki daimi yerleşimin MÖ 2000 Hititler dönemine kadar gittiği ele geçen bulgulardan anlaşılmaktadır.
Kahramanmaraş, özellikle MÖ 2000- MÖ 1500 yılları arasındaki Kervan Yolu ( Suriye, Mezopotamya, Kapadokya ve Anadolu illeri) arasındaüzerinde yer alması kentin sosyo- ekonomik gelişimi ve öneminin artmasını sağlamıştır.
Hititlerin son dönemlerinde Gurgum adlı kent devletinin merkezi olan Maraş, bir süre Urartular tarafından da yönetilmiş ve sonrasında Asurlulara bağlanan kentten Asur tabletlerinde Maraksi (Markasi) olarak bahsedilmektedir.
Asurluların ardından MÖ 7. yy. Kimmer ve İskit, MÖ 6. yy. Pers, MÖ 4. yy. İskender ve Selevkosların ardından uzun bir müddet Kapadokya Kralları idaresinde kaldıktan sonra Maraş, MÖ 333 yılında da Makedonlar tarafından ele geçirilmiştir.
Daha sonra tekrar Kapadokyalı Ariarathes tarafından yönetilen kent bir ara Pontus ve Rumlar tarafından alınsa da bölge, MÖ 64 yılında Romalıların yönetimine geçmiştir.
Roma zamanında İmparator Caligula anısına Germenikya adı verilen yerleşim yeri Romanın 395 yılında ikiye ayrılmasıyla Bizans toprağı olmuş ve İmparator 3. Leon’un buralı olması kente verilen önemi arttırmıştır.
637 yılında Maraş, Sasani Araplar tarafından işgal edilerek yağmalansa da bir süre sonra tekrar Bizans’ın eline geçmiştir.
Bizans, Araplar ve Türk komutanlar tarafından defalarca el değiştiren kent, 1103 yılında Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Selçukluların egemenliğine geçmiştir.
Daha sonra Maraş ve çevresinde aralıklarla Danişmentliler, Haçlı Kilikya Krallığı, Eyyubilerin yaşadığı bilinmektedir.
1279 yılında Memlukların eline geçen Maraş, 1339 yılında Dulkadiroğulları tarafından yönetilmiş, 1516 yılında da Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır.
1522 yılında da Zulkadiriye Eyaleti olan kent adını 1831 yılında bölgenin önemli generallerinden biri olan Maraj’dan aldığı varsayılmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu’nun pek çok yerinde olduğu gibi Kahramanmaraş da Fransızlar tarafından işgal edilmişse de Sütçü İmam önderliğinde büyük ayaklanmalarla işgale karşı çıkan kente Kurtuluş Savaşı döneminde gösterdiği başarılardan dolayı TBMM tarafından 5 Nisan 1925 Kahraman unvanını verilmiş ve 7 Şubat 1973’te de kentin adı Kahramanmaraş olarak değiştirilmiştir.
Kahramanmaraş ve Çevresindeki Tarihi Kalıntılar;
6-1-1- Kale;
Hititler tarafından yapılan kale, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de kullanılmıştır.
Kalenin Osmanlı döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından onarıldığı üzerindeki kitabeden anlaşılmaktadır.
128 m uzunluğunda, 60 m genişliğindeki kalede, prehistorik döneme ait eserler ile Hitit dönemine ait aslan heykeli ve seramikleri bugün yapının içindeki müzede sergilenmektedir.
6-1-2- Hatuniye Cami;
Yavuz Sultan Selim’in annesi tarafından yaptırılan caminin süslemeleri görülmeye değer niteliktedir.
6-1-3- Kahramanmaraş Müzesi;
Hititlere kadar giden tarihiyle Maraş ev sahipliği yaptığı çok sayıda uygarlığa –Hitit, Asur, Pers, Roma, Bizans, Dulkadiroğlu, Selçuklu, Osmanlı vb.- ait yapıların kalıntı, heykel, mozaik ve diğer buluntularla doğal alanlardan çıkarılan fosiller çeşitli salonlarda -Antik Fil Sergi Salonu, Direkli Mağarası Kazı ve Canlandırma Salonu, Hitit ve Geç Hitit Eserleri Sergi Salonu, Mozaik Sergi Salonu, Taş Eserler Sergi Salonu, Kronolojik Arkeolojik Eser Sergi Salonu– sergilenmektedir.
6 -2-1- Döngel Mağarası;
Kahramanmaraş’a 50 km uzaklıkta, 102 m uzunluğundaki mağarada, üst paleolitik, neolitik, kalkolitik ve eski tunç çağlarına ait buluntulara rastlanmıştır.
Mağara ve çevresindeki doğal ortam ile birlikte bugün pek çok ziyaretçinin ilgisini çekmektedir.
6-3-1- Pazarcık- Domuztepe Höyük ;
Emirler Köyü yakınlarında, tarihi MÖ 7000 – MÖ 5000 yıllarına giden Domuztepe Höyüğü’nde yapılan kazılar sonucunda bulunan çok sayıda ev kalıntısı ve çeşitli eşya parçaları bölge tarihine ışık tutacak niteliktedir.
Kahramanmaraş ve çevresindeki önemli sit alanlarından- Gurgum, Kale, Merkez Mağaralı, Minehüyük, Afşin, Direkli Mağarası, Döngel Mağarası, MÖ 64 Roma yönetimi sırasında İmparator Germanicus tarafından kurulan, halen erken Roma ve Bizans dönemine ait, mimari, detay, özenli işçiliğe sahip doğal, bitkisel, geometrik motiflerinden halkın yaşam şeklini yansıtan taban mozaikleriyle dikkat çeken Germenica Antik Kenti, Gümüşkaya Mağarası, Savruk Mağarası, Bulut Deliği Mağarası, Gavur Gölü, Tekir Yaylası– buluntular müzede sergilenmektedir.
6-4-1- Afşin ; Maraş’ın en eski ve önemli ilçelerinden Afşin’in tarihi MÖ 4000 yıllarına gitmektedir. İl merkezi ile bölgede yerleşen uygarlıkların- MÖ 1900 Hitit, MÖ 750 Asur, MÖ 546 Pers, MÖ 333 Büyük İskender Makedon ardından Roma ile Bizans en son Türk kavimleri ve Selçuklu, Dulkadiroğulları Osmanlı- izlerinin çoğunu Afşin’de de görmek mümkündür.
Roma döneminde önemli bir ticari merkez olan ve zaman zaman Arap akınlarına uğrayan Afşin adını Selçuklu komutan Afşin’den almıştır.

Afşin’de uygarlıkların izlerine sur, konut ve kale kalıntıları, Eshabü´I- Kehf küllüyesi, Hurman Kalesi, Arıtaş- Hunu da höyükle Bizans, Tanır yakınlarındaki su yolları, duvarlar ve bentlerle Roma, Dedebaba Türbesi ile Selçuklu, Pir Ali Ulu Cami ile Osmanlı rastlanmaktadır.
Bölgede diğer gezilebilecek yerler;
İl merkezine yakın yerlerde Taş Medrese, çarşı, müze, Hurman Çayı yakınına Romalılar tarafından kurulan daha sonra Bizanslılar, Abbasiler, Anadolu Selçukluları, Dulkadir Beyliği, Memlûkler ve Osmanlılar döneminde kullanılan vadiyi gören kayalar üzerineki Hurman Kalesi ve Türbe, Kurtuluş Anıtı, Çokran Şelalesi, temeli MÖ efsanelere dayalı Afşin- Eshabı Kehf Külliyesi Afşin’de eski Şelçuklu Kervansarayı ve Cami, Yedi Uyurlar Mağarası, Elbistan’da Hititlere ait bir yerleşim yeri, Ulu Cami, Himmetbaba Cami, ve Kızkulesi, Pazarcık- Bulut Deliği Mağarası, Göksun- Büyük Kızılcık İçmesi, Ekinözü İçmeleri görülmesi gereken diğer tarihi yapıtlar arasında sıralanabilirler.
Karacaoğlan’nın dağları olarak da kabul edilen 1976 m Eğridüldül ile 2246 m Beşikdüldül, Osmaniye- Kahramanmaraş arasındaki doğayı çeşitlendirmekte ve etkilemektedir.
Berke Dağı, Ceyhan Vadi (Berke Baraj Gölü), Kumaşır Gölü ile çok sayıda park, mesire yeri ve yaylası- Kapıçam Tabiat Parkı, Yavşan Yaylası Tabiat Parkı, Tekir (Yeşilgöz) ve Fırnız Mesire yerleri, Başkonuş Yaylası, Kazma Bağları ve bölgenin doğal güzelliği, iklimi vb. etki etmektedir.